Başta kavak yelleri estiği günler hani?
Umduğumuz neşeler, şerefler, ünler hani?
Beklenilen alaylı, şanlı düğünler hani?
Servi gibi ümitler döndü birer iğdeye,
Geçti Bor'un pazarı, sür eşşeği Niğde'ye!
Sende cevher var imiş, onu herkes ne bilsin?
Kimler böyle züğürtün huzurunda eğilsin ?
Şöyle bir dairede müdür bile değilsin,
Ne çıkar öğrenmişsin mesahasi (piy) diye,
Geçti Borun pazarı sür eşşeği Niğde'ye
Bilmem ki ne olmaktı senin gayen, maksadın?
Fare gibi kitaplar arasında yaşadın,
Ne dansettin, eğlendin, ne de sevdin kız, kadın,
Kim dedi ey serseri gençliğine kıy diye?
Geçti Bor'un pazarı, sur esşeği Niğde'ye!
Hasan'ın böreğine vaktinde yetişmeli,
Hiç durmadan gövdeye atıştırıp şişmeli,
Yanıp da kavrulmadan mükemmelen pişmeli
Sonra seni almazlar hiçbir yere çiğ diye
Geçti Bor'un pazarı, sür eşşeği Niğde'ye
Namdar Rahmi KARATAY |