Köydeyim, üçbeş hanelik viranenin ortasında;
Bekliyorum, hiç ama hiç korkmadan bekliyorum.
Bakışlarımın karanlığa saplanan noktasında,
Sanki beni bekleyen bir Aga görüyorum.
Kara gökler Aganın suratının yanında çok açık;
Mahonun hatalarını kolluyor bütün yalakalar.
Mazlumlar uykuda, yalnız iki hasım uyanık;
Biri benim, biri de serseriye rahmet okutan agalar.
İçimde damla damla bir isyan birikiyor;
Sanıyorum, her köyün başına çöreklenmiş agalar...
Üstüme bakışlarını, hep simsiyah, dikiyor;
Gözlerinde binbir hışım ve kinle agalar.
Agalar, çilekeş mazlumların zulüm sesi;
Agalar, köyümde yaşamış bir yılandır.
Agalar, duyulur, sesler kesilince sesi;
Agalar, mahonun sırtına inen falakadır. |