Sitede aranacak metin :

 
   Ana Sayfa
   Yazılar
   Fıkralar
   Antolojim
   Sair Maho
   Mizahi Siirler
   Mizahi Yazılar
   Duvar Yazıları
   Ilginc Haberler
   Deyim Hikayeleri
   Faydalı Linkler
   Müzik



Google

ESİR KENT'TEN ÖZÜLKE'YE


I. -Alınyazısı Şiiri-

Gülle başla şiire atalara uyarak
Ey şair kelimeler ülkesine gir gülle

Her kelime gönlünde kan kırmızı bir şafak
Kafiye olmak için yaratılmış bülbülle

Göz gözü görmez olmuş toz duman arkana bak
Alınyazın yarışmış sanki kutlu düldülle

Gül bülbül ve düldülle kaybolanı buldurmak
Ne noktayla ilgin var ne ünlem ne virgülle

Ey şair kelimeler ülkesine gir gülle

Çocukluğun güllerin kasabasıydı sanki
Baharda anne ve gül çifte aynaydı sana

Ve gençlik yıllarında son ışıklar perisi
Gibi gelen sevgili gül ve aynaydı sana

Sonra güller ezildi aynalarsa devrildi
Ne anne ne sevgili ne gül kaldı ne ayna

Kala kala ağlamak armağan sana şimdi
O ise uzaklarda dalmış öz rüyasına

Gençlik yıllarındaki o ışıklar perisi

Kadere inen kamçı karanlıktaki kudret
Derinliklerden gelen fizikötesi ölçer

İstersen bin parçaya böl de gözlerden kaybet
Yine bulur izini tozunu sessiz göçler

Nerede kaldı o aziz o gün yüzlü saadet
Altın taçlı sevgili şiir sağılan cevher

Yakut işi hayaller aleladeden nefret
Su yerine bengisu her yapı için mermer

Nerede kaldı o aziz o gün yüzlü saatler

Bir ömür boyu yağdın kutlu yağmurlar gibi
Meryem gibi boşandın dört bir yönden gönlüme

Aşk yolunda durmuşum yüce dağlar örneği
Umutlar bulut bulut seraplar küme küme

Ah çılgınım seni ilk gördüğüm gündenberi
Ah delilik gömleği üstümde lime lime

Sen bir samlar sultanı hakikatler meleği
Şiirler kelebeği en bakire kelime

Meryem gibi boşandın dört bir yönden gönlüme

Kalbim gibi horozlar çizedursun portreni
Gecenin gündüzüne gündüzün gecesine

Zengin ruhun yüceltmiş Tanrı katında seni
Ayak uydurmuş gönlün yıldızların sesine

İnsanlar izleseler güneş gibi gölgeni
Kavuşurlar ilahi diriliş bestesine

Sen fosfordan bir soluk yırtan demir kefeni
Konuşan samanyolu sineye sine sine

Ayak uydurmuş gönlün yıldızların sesine

Bir bad-ı saba gibi es doğudan batıya
Hayatı yumuşattığın gibi ölümü yumuşat

Yağsın gönlünün nuru bu karanlık çatıya
Zehre batan ruhumu ışığınla aydınlat

Ben en ölüden ölü senden ayrı kaldım ya
Çaresiz derde şifa olan elini uzat

Ben dudakları çatlak kavrulmuş yanık kaya
Sen kevser gibi gökten boşanan ab-ı hayat

Hayatı yumuşattığın gibi ölümü yumuşat

Ah al bir kadifen savrulmuş pelerinin
Tanrıdan gelmiş gibi yüzünde solmaz renkler

Kuşların uçtuğu gözlerin gökten derin
Yakılır kervanlarda sanki ipekten denkler

Saçların aşk güzünde biçilen altın ekin
Dişlerin bakışlara gözyaşından ahenkler

Önünde el bağlamış insanoğlu dev ve cin
Kapında bekler durur secde için melekler

Tanrıdan gelmiş gibi yüzünde solmaz renkler

Sezai KARAKOÇ
(Şiirler IV, Zamana Adanmış Sözler)

Kategori » Antolojim


Mahmut Esat ERYILMAZ © Tüm Hakları saklıdır...