Aşk henüz balçıkla kan arasındaydı:
Ben saçlarını örüyordum bir ıssız gezegende,
Daha yaşanmamış geceleri hayal ediyordum,
Bir yılkı atı gibi başıboş sıcaklığını
Tutup geleceğe ben yediyordum.
Aşk henüz bedenle can arasındaydı:
Ta gözlerinin içine bakıyordum bir ıssız gezegende,
Yıldızları koyuyordum yerliyerine...
Acıyı öğreniyordum, o muhteşem acıyı...
Nefesimle çizgiler çiziyordum ellerine...
Aşk henüz mekanla zaman arasındaydı:
Göç arzuları mı ne kımıldıyordu içimizde?
Kolların boynumdaydı, yüzün yüzüme değiyordu,
Bir yasak ağacın gölgesindeydik ikimiz;
Olgun şiirler dalları yere eğiyordu...
Aşk henüz toprakla duman arasındaydı:
Dokuz renkli kehkeşanlar dolaşıyordu çevremizde,
Ben süt-beyaz teninden ay ışığını süzüyordum.
Kalem yoktu, kağıt yoktu, harf yoktu,
Kirpik uclarımla alnına bir şeyler yazıyordum.
Aşk henüz gurubla tan arasındaydı:
Bir ıssız gezegende fısıldaşıyorduk ikimiz,
Sözün lezzetini tadıyorduk bir mercan kadehten,
Deli yağmurlar dolduruyordu derin çukurları,
Henüz denizler yoktu ben seni severken...
Dilaver CEBECİ
(VE SIĞINIRIM İÇİME...) |